4- Âdem
b. Ebî İyâs bize anlatarak dedi ki: İbn Ebî Zi'b dedi ki: Saîd el-Makberî bize
Ebû Hüreyre'nin şöyle dediğini nakletti: Allah Resulü (sav) buyurdular ki: "Kişi
mescidde olduğu sürece, namazı beklerken hadeste bulunmazsa namazda sayılır."
A'cemî bir adam dedi ki: Ey Ebâ Hüreyre! Hades nedir? Dedi ki: Ses, yani
yellenmedir.[1]
Mescidde durduğu sürece", yani farz namazın
vakti girinceye kadar mescidde oturursa. Bu, el-Küşmihenî'nin rivayetidir. Murad
edilen husus, konuşma ve benzeri bir meşgaleyle uğraşmaksızın sırf namazı
beklemesi hâlinde namaz kılıyormuş gibi sevap
kazanmasıdır.
Hades", abdest bozma anlamına gelir. Hadasten
taharet ise, abdest almakla olur.
A'cerrû", Asr-ı saadette Arapça bilgisi yetersiz
olanlara A'cemî denir, bu sıfat kullanılırken Arap asıllı olup olmamasına değil
Arapça bilgisine bakılırdı. Burada zikredilen A'cemî, el-Hadramî'dir. Ebû Dâvud
ve diğerleri tarafindan nakledilen Abdest, ancak ses veya kokuyla bozulur"
hadisindeki ziyâde de hadisin hükmünü desteklemektedır.
Hüküm
Hadisten çıkarılan hüküm, abdestin ancak sesli
veya kokulu yellenmeyle bozulduğudur. Bâb başlığında zikredilen iki mahreç ile
kastedilen ise küçük abdest ve büyük abdest mahallerinden çıkan idrar ve
gaitadır. Büyük abdest mahallinden, gaita dışında halk arasında "ydlenrne"
olarak bilinen gaz çıkışı da abdesti bozar. Yellenmenin abdest bozucu nitelikte
olmasının iki alâmeti vardır ki biri ses, diğeri kokudur. Bu ikisinden her hangi
biri ve ikisiyle birlikte abdest bozulur.
Efendimiz (sav) mescidde hades için, sırf
yellenmeyi zikretmekle, o mübarek mekanda küçük veya büyük abdest bozmanın akla
gelemeyeceğini beyan etmiştir.
Ders
Namaz, dinimizin temel ibadetidir. Cemaatle
kılınan toplu namaz ise bir Çok hadis-i şerifte teşvik edilmekte, hatta kimi
rivayetlerde bireysel namazdan yirmi yedi kat daha üstün görülmektedir. Mescid,
İslam toplumunda cemaatle namaz kılınan kutsal mekandır.
Allah Resulü (sav) namaz vakti girinceye kadar
mescidde sessizce beklemenin namaz kılmak gibi olduğunu söylemek suretiyle bunun
önemine ve güzelliğine dikkat çekmektedir.
Şu hâlde cami ve mescidler, sadece namaz
vakitlerinde girilip çıkılan yerler olmamalı, bilakis sessiz zikir ve tefekkürün
icra edildiği Allah'ı anma, nefs muhasebesinde bulunma ve tefekkür etme
mekanları hâline getirilmelidir.