Muhterem Müminler!
Hac, İslam dininin beş temel esasından biridir. Hicretin 9.yılında farz
kılınmıştır. Hem mali hem de bedeni bir ibadettir. Bu ibadet, ergenlik çağına
gelmiş, akıllı, sağlıklı, hür ve gücü yeten her Müslümana farzdır. Yüce Allah
Kuran-ı Kerimde: Gücü yetip de, oraya ulaşabilen insana Allah için Beytullahı (Kabeyi)
haccetmesi gereklidir [1] buyurmaktadır.
Müminlerin gayesi, Allahın rızasına ermektir. Onları bu gayeye ulaştıracak
amellerden biri de hac ibadetidir. Nitekim Hz.Peygamber (s.a.v.), bir hadis-i
şeriflerinde: Günahdan ve noksanlıklardan uzak) makbul bir Haccın karşılığı,
ancak cennettir [2] buyurmuştur.
Muhterem Müminler!
Dünyanın dört bir yanında yaşayan, renkleri, ırkları, dilleri, kültürleri ve
âdetleri farklı binlerce Müslüman, Hac sayesinde bir araya gelir. Aynı ibadeti
yapmanın ve tevhid inancına sahip olmanın mutluluğuna erer. Hac, bir Müslümanın,
malını ve canını Allah rızası için feda edebileceğini gösteren büyük bir kulluk
göstergesidir. Günlük giysilerini çıkararak ihrama giren bir Mümin, dünyanın
geçici olduğunu, makam, mevki gibi bütün varlığını burada bırakacağını, ahirete
sadece kefenle gideceğini yaşayarak hisseder. Manevi duyguları doruk noktasına
ulaşır. Diğer bütün Müminlerle birlikte, hep bir ağızdan; Lebbeyk, Allahümme
lebbeyk! Buyur Allahım davetine uydum, emrine âmadeyim. Senin eşin ve ortağın
yoktur anlamına gelen Telbiye yi okur. Yüce Rabbinden af ve mağfiret diler. Aynı
şekilde Kabeyi tavaf ederken, Arafatta vakfe yaparken kendisi, aile fertleri ve
tüm Müslümanlar için dua eder. İşte bu coşku ve heyecanla gözlerden akan yaşlar,
günahlara keffaret ve ruhlara şifa olur.
Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.); Kim Allah için hacceder de bu sırada
kötü söz ve davranışlardan sakınırsa (kul hakları hariç) annesinden doğduğu gün
gibi (temiz ve günahlarından arınmış olarak evine) döner [3] buyurarak, haccın
günahlara keffaret olacağını açıklamıştır.
Muhterem Müminler!
Maddi ve manevi çeşitli sıkıntılara katlanarak hacca giden bir müminin, kötü söz
ve davranışlardan uzak durması gerekir. Hacca gitmeden önce, mümkün mertebe bu
ibadetin âdâbı ile birlikte esaslarını ve orada hangi fiillerin cezayı
gerektirip hangilerinin haccı ifsat edeceğini öğrenmelidir. Bu mübarek yolculuğa
çıkan bir Mümin, sabırlı ve hoşgörülü olmalıdır. Kendisini ve temsil ettiği
milletini küçük düşürücü davranışlardan sakınmalıdır.
Hutbemi Peygamber (s.a.v.)in bir hadis-i şerifi ile bitiriyorum: Ey insanlar!
Allah (c.c.) haccı üzerinize farz kıldı. Öyleyse haccediniz [4]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Al-i İmran, 3/97
[2] Riyazüs-Salihin, sh. 757, hadis no, 1272
[3] Buhari, Sahih, Hac, 4; Müslim, Sahih, Hac, 438
[4] Riyazüs-Salihin, sh. 756, hadis no, 1269