Adl

ADL

Adil olan, adaleti emreden





Ey iman edenler, adil şahitler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir
topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya
daha yakındır. Allah tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta
olduklarınızdan haberi olandır. (Maide Suresi, 8)



Allah adalet yapanların en hayırlısıdır. O nun düzeni tüm kainatı kuşatmıştır.
O, adaletini dünyada ve ahirette kullarına gösterecektir. Her şeyi hakkıyla
gören, her şeyin içini dışını bilen, herşeyden haberdar olan Allah ın tüm işleri
hikmetli ve adaletlidir.

İnsanların yaşamları boyunca işledikleri tüm fiiller muhakkak Allah ın adaletine
göre değerlendirilecektir. Zulüm yapanların zulümlerinin elbette karşılıksız
kalmayacağını, iyi tek bir sözün bile mükafatının verileceğini, Allah Kuran da
bize haber vermektedir. Allah ın sonsuz adaletinin tecelli edeceği yer ahirettir.

Dünya hayatında inkarcıların peygamberlere ve müminlere çıkardıkları zorluklar,
attıkları iftiralar, işledikleri günahlar elbette karşılıksız kalmayacaktır.
Müminlerin cennetteki derecelerini yükselten tüm bu zorluklar, inkarcıların da
cehennemin en alt tabakalarında bulunmalarına vesile olacaktır. Allah hesap
gününde son derece duyarlı terazilerle hiç kimseyi haksızlığa uğratmayacak,
dünyada onlara verdiği sürenin sonunda sonsuz adaletine uygun olarak hesabını
çok seri olarak görecektir. Şüphesiz Allah her şeyi bilen ve vaadine en sadık
olandır. İnsanlar dünyada yaptıklarının karşılığını ahret de muhakkak
göreceklerdir. Böylece inkarcılar, içinde yaşadıkları inkarın, en acı şekilde
karşılığını bulacak, Allah a imanlarında ve bağlılıklarında kararlı olanlar ise
yaptıklarının karşılığını en güzeliyle, dünyada ve ahret de Allah tan
alacaklardır. Ayette şöyle buyrulur:



Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah a biat etmişlerdir. Allah ın eli,
onların ellerinin üzerindedir. Şu halde, kim ahdini bozarsa, artık o, ancak
kendi aleyhine ahdini bozmuş olur. Kim de Allah a verdiği ahdine vefa
gösterirse, artık O da, ona büyük bir ecir verecektir. (Fetih Suresi, 10)



Ancak burada üzerinde önemle düşünülmesi gereken bir nokta vardır. Allah ın
adaletini düşünürken kesinlikle bir insanın adalet anlayışıyla kıyaslama
yapılmamalıdır. Çünkü inkar eden bir insan isteklerine ve zaaflarına uyabilir,
adaleti gözetirken duygusallığa kapılabilir, bir konu hakkında yanlış hükümler
verebilir ve yapılanları unutabilir. En önemlisi de karşısındakinin içinden
geçirdiklerini bilmesi mümkün değildir. Allah ise asla yanılmaz ve asla unutmaz.
Her insan için onun her hareketini gözetleyen ve kaydeden melekler tayin
etmiştir. Bu melekler insanların hem içinden geçeni, hem de tüm eylemlerini
yazarlar. Sonuç olarak Allah insanın ruhuna tamamıyla hakimdir. En adaletli
hüküm verecek olan da Rabbimiz dir. İsra Suresi nin 71. ayetinde, Allah ın
sonsuz adalet sahibi olduğu şöyle haber verilmektedir:



Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün, artık kimin kitabı sağ eline
verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve onlar, bir hurma çekirdeğindeki
iplikçik kadar bile haksızlığa uğratılmazlar. (İsra Suresi, 71)



Yapılan tüm kötülüklerin, inananların aleyhine kurulan örgütlenmelerin,
hazırlanan tuzakların karşılığı en küçük ayrıntısına kadar ahirette
verilecektir. Allah inkarcılara, dünya hayatında aslında yalnızca onların
kötülüklerini artırmaya neden olacak mal, mülk, zenginlik ve bunun gibi birçok
imkan verebilir. Allah ayetlerinde bunlara aldanılmaması gerektiğini
bildirmiştir. Çünkü kısacık dünya hayatının karının, ahirettekinin yanında
hiçbir anlam ve öneme sahip olmadığı şüphe götürmez bir gerçektir. Hele sonsuz
bir cehennem inkarcılara gittikçe yaklaşıyorken...

Asıl yurt olan ahirette her nefis yaptıklarını karşısında hazır bulacaktır.
Allah sonsuz adaletinin tecellisini kullarına, cennetinde ve cehenneminde
sonsuza kadar gösterecektir. Allah en sonunda Kendisi ne inananlarla
inanmayanların arasını hak ile ayıracaktır.



Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan
sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi
sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (Mümtehine Suresi, 8)



Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar
arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne
güzel öğüt veriyor! Doğrusu Allah, işitendir, görendir. (Nisa Suresi, 58)



Onlar, yalana kulak tutanlardır, haram yiyicilerdir. Sana gelirlerse aralarında
hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiçbir
şeyle kesin olarak zarar veremezler. Aralarında hükmedersen adaletle hükmet.
Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever. (Maide Suresi, 42)



De ki: Rabbimiz (kıyamet günü) bizi birarada toplayacak, sonra da hak ile
aramızı ayıracaktır. O, (gerçek hükmünü vererek hak ile batılın arasını)
açandır, (herşeyi hakkıyla) bilendir. (Sebe Suresi, 26)



Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa,
Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun,
ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp
heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz
çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. (Nisa Suresi 135)

 





Güle Sevdali Bir Nesil | http://www.din.sevdaligul.com